Page 88 - 3_Sinif_Turkce_1. kitap
P. 88
Hasan, Kübra ve Buse aynı mahallede yaşayan üç arkadaştı. Komşulukların
çok güzel olduğu, herkesin birbirinin yardımına koştuğu bir mahallenin
çocuklarıydılar. Neredeyse burada doğmuş burada büyümüşlerdi. Yaşları
birbirlerine çok yakındı. En küçükleri Hasan’dı. O yüzden kızlar ablalık
yaparlardı Hasan’a. Aynı okulun farklı sınıflarındaydılar. Ama bu onların sıkı
dost olmasına engel değildi. Üç arkadaş konuşa konuşa okula giderlerdi. Bazen
şakalaşmaya, oynamaya öyle dalıyorlardı ki ilk derse zar zor yetişiyorlardı.
Okul bahçesine girince hepsi kendi sınıfına yol alırdı. Okul çıkışı bahçedeki en büyük çınar ağacının altında buluşur, yine beraber evlerine
dönerlerdi. Üç arkadaş ne oyuna ne de konuşmaya doyamazlardı. Anneleri derdi ki ‘’ Çocuklar sürekli berabersiniz, bu kadar konuşacak ne
buluyorsunuz?’’. Çocuklar ise annelerinin bu sözlerine sadece kıkırdardı. Bunda şaşacak bir şey yoktu onlara göre. Dünyada konuşacak o kadar
çok şey vardı ki. Gezegenler, hayvanlar, okulda yaşadıkları maceralar… Nasıl biterdi konuşacakları şeyler? Ayrıca oynayacakları oyunlarda
sınırsızdı. Çünkü onlarda sınırsız hayal gücü vardı. Bazen bahçedeki merdivenlere otururlar, bulutları bir şeylere benzetirlerdi. Bazen bir ağacın
dalına sıralanıp büyüdüklerinde ne olmak istediklerini konuşurlardı. Kübra Damla Öğretmen gibi kibar, şık bir öğretmen olmak istiyordu. Buse
ablası Şenay gibi beyaz önlüklü bir hemşire olmalıydı. Hasan’ın ise geleceğe dair hayalleri bambaşkaydı. O, büyüdüğünde mahallenin bakkalı
Remzi amcanın yerini alacaktı.
‘’ Düşünün bir bakkaldaki her şeyden istediğim kadar yiyebilirim, size de veririm tabi’’ diyordu her seferinde. Böyle hayaller kurar sonra kendi
hayallerine katıla katıla gülerlerdi. Artık hava kararıp da anneleri sırayla balkonlardan seslendiğinde ise birbirlerine ‘’İyi geceler öğretmen
hanım.’’, ‘’Hoşça kal hemşirem.’’ ve ‘’Görüşürüz Hasan bakkal.’’ der yine kahkahalarla evlerine dağılırlardı. Emir BERA
MaviÖnlükYayınları 86 3. Sınıf