Page 66 - 3_Sinif_Turkce_1. kitap
P. 66

Nihayet yaz gelmiş, çocuklar karnelerini almış ve yaz tatili başlamıştı. Yusuf da birçok


                                                                  yaşıtı  gibi  bu  sene  yaz  tatilini  iple  çekmişti.  Okulunu,  arkadaşlarını  ve  öğretmenini  çok

                                                                  seviyordu tabi ama yaz tatillerini geçirdiği köyünü çok özlüyordu.

                                                                        Şehirdeki evleri bir apartman dairesinin sekizinci katındaydı. Oyun oynayabilecekleri

                                                                  bir bahçeleri yoktu. Hatta hava almak için yapılan ufacık balkonları da camla kapalıydı.

                                                                  Hafta  sonları  biraz  nefes  almak  için  ya  parka  giderlerdi  ya  da  kalabalık  alışveriş


                                                                  merkezlerinde dolaşırlardı. Buralar Yusuf’a çok sıkıcı ve bunaltıcı geliyordu. Sanki bir süre

                                                                  sonra nefesi daralıyordu. Anne ve babası sürekli bir yerlere yetişmeye çalışıyorlardı.


      Yusuf’u okuluna, kardeşini de kreşe bırakıp hızla işe gidiyorlardı. Akşam da okul çıkışlarında onları alıp kalabalık trafiğe karışarak evlerine

      dönüyorlardı. Şehirde hayat çok hızlı ve karmaşıktı.

          Oysa köyde öyle miydi? Bir kere orada hasretle onları bekleyen nenesi ve dedesi vardı. Köydeki ev şehirdeki evlerine hiç benzemiyordu.

      Uyanır uyanmaz kendilerini attıkları, içinde tavuk ve civcivlerin gezindiği; elma, ayva, kiraz ve erik ağaçlarının gölgelediği kocaman bir bahçesi

      vardı. Avlu derdi dedesi buraya. Yusuf’a göre nenesinin içlerine türlü çeşit çiçekler diktiği yoğurt kapları en süslü saksılardan daha güzeldi.

      Ya da kuzinede nenesinin pişirdiği yemekler en şık lokantaların yemeklerinden daha lezzetliydi. Yüklükte üst üste istiflenmiş ağır yün döşeklerden

      yere serilen yatağı  kendi arabalı yatağından  daha çok  severdi.  Yusuf  burada kendini  özgür  hissediyordu.  Evde  televizyon  tablet başından
      kalkmayan Yusuf’un köyde aklına hiçbiri gelmiyordu. Anne ve babası da bu durumdan çok memnunlardı. Burada arkadaşları da vardı. Yusuf


      sabah kahvaltısını yapıp çocuklarla oynamaya bir çıkardı, akşama kadar köy meydanından geri gelmezdi. Ne araba sesleri vardı köyde, ne de
      insan kalabalığı. Sabah horoz sesi, arada havlayan köpekler bir de sokaklarda koşup oynayan çocukların cıvıltısı. Yusuf köyde çok mutluydu.

      Her anın tadını doyasıya çıkarmak istiyordu.
                                                                                                                                           Ahmet ÇELEBİ

         MaviÖnlükYayınları                                                        64                                                                       3. Sınıf
   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71