Page 56 - 1.SINIF TÜRKÇE İÇ SAYFA
P. 56
Sema şirin bir köyde yaşıyordu. Köydeki evlerinin kocaman bir bahçesi vardı. Bahçede tavuk, ördek ve
kaz besliyorlardı. Sema her öğle vakti kümese gider, yumurtaları toplardı. Sonra eve getirerek büyük sepetin
içine dikkatlice koyardı. Bu görevi ona ninesi vermişti. Her gün yaklaşık on beş tane yumurta topluyordu.
Bir cumartesi günü arkadaşlarıyla oynadıktan sonra yine kümesin yolunu tuttu. Kümese girdi, tüm yumurtaları
sepetine doldurdu. Sonra arkasına döndü ve kapıya yöneldi. Bir de ne görsün! Kümesin tek horozu İbikli,
kapıda durmuş sinirli sinirli ona bakıyordu. Sema, İbikli’den çok korkuyordu. Bir süre karşılıklı bakıştıktan sonra
İbikli Sema’nın üzerine doğru atladı. Sema, korkudan sepeti düşürüp hızla kümesten kaçtı. Bütün yumurtalar
kırılmıştı. Sema, ailesi ona kızacak diye çok korkmuştu. Korkudan eve gidemeyip hava kararana kadar
köpekleri Karabaş’ın kulübesinde saklandı. Ailesi Sema’yı bulduğunda çok üşümüş ve acıkmış bir haldeydi.
Hemen kucaklayıp eve götürdüler. Sobanın yakınına oturttular. Annesi, Sema’nın yanına oturdu. Böyle bir
şey için ona asla kızmayacaklarını, yumurtaların kırılmasının o kadar önemli bir şey olmadığını söyledi.
Sema’ya kocaman sarıldı. Sonra beraber mutfağa gittiler ve üç tane yumurta pişirip afiyetle yediler.
Ahmet ÇELEBİ
(Bu kitap için yazılmıştır)
56